Büyükada
Moris Danon Koleksiyonu
Mimar ve yazar Büke Uras’ın “Büyükada: Moris Danon Koleksiyonu” kitabı, Büyükada’nın siyasi ve sosyal tarihiyle kendine özgü uluslararası kimliğini ele alır. Büyükadalı Moris Danon’un koleksiyonundan Ada’ya ait nadir ve zengin görsel belgelemeden yola çıkan bu kapsamlı çalışma, Türkçe ve İngilizce iki edisyon olarak yayınlanmış ve büyük ölçüde Adasız yazılmış İstanbul kent tarihini güçlendirmeyi amaçlamıştır.
İşveren
Moris Danon
Yıl
2023
Kategori
Kitap
Hizmetler
Editörlük
Yayınevi
Yapı Kredi Yayınları
Bu araştırma, eksiksiz bir Büyükada tarihi ortaya koyma kaygısı taşımıyor. Yerel mimarlığın örneklerini tanıtmaya girişen bir atlas oluşturmayı, hakkında yazılmış metinler antolojisi derlemeyi ya da yolu bir şekilde Ada ile kesişmiş hayatları listelemeyi amaçlamaz. Göz ardı edilmiş yaşanmışlıkları anımsatmak ve resmi tarih anlatısında çoğunlukla yok sayılmış hakikatler karşısında etik düzeltmelere imkân tanıyan hatırlatmalar sunmakla da sınırlı değildir. Her şeyden önce, yüzyıllar, imparatorluklar, milletler ve en önemlisi insanlar arasındaki ilişkileri şaşırtıcı biçimde yeniden tanımlama gücündeki özerkliğiyle Ada ruhunu anlamak ve anlatmak amacıyla kaleme alındı.
Büyükada’nın geçmişi hiç olmadığı kadar geleceğini belirlemektedir. Ancak Moris Danon Koleksiyonu’na ait imgeler, suyla arasındaki sıkı ilişkiden at ve eşeklerin toplumsal hayattaki
imtiyazlı konumuna, muazzam bir arkeolojik mirasın mevcudiyetinden uluslararası önemde kimliklerin karşılıklı etkileşimine, bu sınırlı coğrafyayı özel kılan pek çok unsurun artık var olmadığı gerçeğini hatırlatır.
Göçler, tarihinin belirleyici bir parçasıdır. Ada kalıcı beraberliklerden çok, kısa süreli buluşmaların, kesişmelerin odağı olmuştur. Buna rağmen ada deneyimi, çoğu kez belirleyicidir. Büyükada’ya dair aidiyet duygusu, olgusal olmaktan çok hissidir. Dört bir yana dağılmış Adalılar için mekânla kurulan bağ sıklıkla sadece hafızayla ilişkilidir. Ne var ki kitaba konu olan arşivin kimi zaman bireysel kimi zaman da toplumsal belleğe dair anılarla birleşmesinin izini sürerken kent tarihinin büyük ölçüde Adasız yazılmış olduğu anlaşılmıştır. Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan bu kitap, bunu telafi etme denemesinden ibarettir.
Büyükada tarihi, kahramanlar ya da askeri dehalar tarafından ortaya konmaz. Tersine, tarihine yön verenler sürgünler, muhalifler ve kaybedenlerdir. İstanbul’un yanı başındaki konumu, Ada’yı tarih boyunca pek çok kez dünya sahnesine çıkarmıştır. İmparatorluk başkentiyle kurduğu simbiyotik ilişki, Ada’yı merkez alan önemli tarihsel olayları sıklaştırır. Böylece sakin bir balıkçı yerleşimi kimliğinden sıyrılarak ideal bir sürgün yerine, aktif siyasetten dışlananların zorunlu ya da gönüllü ikametgâhına, dolayısıyla da bir muhalefet alanına evrilmiş ve bu niteliğini yüzlerce yıl sürdürmüştür.
Büyükada’nın yükselişi, Osmanlı İmparatorluğu’nun gerilemesi ve küresel egemenlik arayışında meydana gelen dramatik tükenişle eş zamanlıdır. Yaşanan büyük kültürel ve demografik değişikliklere rağmen, Osmanlı modernleşmesinin 19. yüzyılın ortalarından itibaren göz alıcı yansıması ve vitrini olmuştur. Bununla beraber Tanzimat’ın ilanıyla birlikte gelişen küresel ekonomik ilişkilerin çok yönlü etkileşimleri nedeniyle, yüzü Batı’ya dönük ilerleme söyleminin geri kalmışlık addettiği sosyallikler karşısında bir tür yerel antitez olarak kabul görür.
Kırım Savaşı’ndan 1930’lara kadar yaşanan toplumsal çalkantılara, sonuna gelindiği herkesçe malum değerler sistemiyle geleceğin bilinmezliği karşısında duyulan endişelere ve yaşanan gerilimlerle ihtilaflara inat bir huzur ve keyif mekânı görüntüsü verir. Sürgünlerin önce varış, sonra çıkış noktası olmuştur.
Geçmiş zamana ait cemaatlerin bellekte bıraktığı izlerin günümüz gerçekliğini her zamankinden daha fazla etkilediği düşünüldüğünde, Büyükada’nın İmparatorluğa özgü çok kültürlülüğün nihai çözülümü fikri etrafında tekrar tekrar şekillenmesini belgelemek önemlidir.
Moris Danon tarafından tutkuyla bir araya getirilen, büyük kısmı 19. yüzyılın ortalarından 20. yüzyılın ikinci çeyreğine uzanan fotoğraflar, el yazmaları, ithaflı ilk baskılar gibi farklı parçaların ortak noktası Büyükada’ya ait olmalarıdır. Ada’nın cazibesini merkeze alan ve büyük bölümü mahremiyet alanına giren gündelik yaşam görüntüleri, fiziki ayrışmışlığı sayesinde devlet kontrolünden ve resmi protokolden görece bağımsız, ayrıcalıklı bir dünyanın müşterek belleğini yansıtıyorlar. Sınırlı ve özel bir coğrafya üzerinden, Osmanlı’ya ait temsil kodlarının yenilenmesine dair sunduklarıyla anlam kazanan koleksiyon, kitaptaki anlatıların temelini oluşturuyor.
Özel koleksiyonların kamusal arşivlerden farkı beğeni kriterlerinin kişisel olması, yani öznel seçimleri yansıtmasıdır. Bununla beraber, hem bu kitabı mümkün kılan koleksiyonerin hem kitabın yazarının birkaç nesle dayanan Adalı kimliklerine ve dönüşümler karşısında duydukları benzer duygusal tepkilere karşın, belgelerin tarafsız ve nesnel bir bakışla yorumlanmasına gayret edilmiştir. Mimari yozlaşmaya rağmen Büyükada, geçmişinin gölgesinde bir travma mekânı olarak ele alınmamış, idealize edilen ve artık var olmayan bir dünyaya yönelik hüzünden, yitirilen kültürel ve sosyal dokuyu mitleştirmekten kaçınılmıştır.
Editör: N. Müge Cengizkan
Tasarım: Emre Çıkınoğlu / Spot Tasarım
Çeviri: Melis Şeyhun Çalışlar
Kitabın künyesi:
Büke Uras, 2023, Büyükada: Moris Danon Koleksiyonu / Büyükada: Moris Danon Collection, Yapı Kredi Yayıncılık, İstanbul, 400 sayfa, 24x34 cm.